Alejandro González Iñárritu ile ilk kez "Amores Perros" isimli filmi ile tanışmıştım. Ardından "21 Gram" ve "Babel" geldi. Son olarak "Biutiful" filmini izledim. Film eleştirisi yazacak değilim. Hayatta kalmış bir keyfim sinema, onu da profesyonel bir içselleştirme ile kesip biçecek halim yok. Merak ettiğim şey, bu Meksikalı adamın, fena halde can sıkıcı, huzursuz ve umutsuz hikayelerinin, nasıl olup da insanı bir girdap misali içine çekebildiği...


Esasen film atmosferlerinde yaratılan dünya fena halde çirkin. Pislik, şiddet, günah dolu bir dünya... Ancak tüm bunlar daha çok kokuşmuş birer dekor gibi. Kadim bir tiyatro sahnesini izler gibi izliyorsun. Bu ibretlik gösterilerde asıl olansa hep insan. Zaman ve mekan algısı insanın duruşuna göre çok daha eğreti konumlanıyor. Karakterler çoğunlukla tekinsiz bir sıradanlığın arkasına saklanan katmanlı ve girift insanlar. Varlığının hatırlatılmasından hoşlanmayacağımız anti-sinematografik tipler: Dayak yiyen mutsuz çocuklar, uyuşturucu kullanan çocuklarını terk eden çirkin anneler, başarısız babalar, ihanet eden dostlar, kardeşler, sevgililer...


Bütün filmlerin iç dinamikleri birbirleri ile müthiş uyumlu. Gerçi yönetmen tarafından yapıbozumcu bir anlayışla tepetaklak edilerek bize sunuluyorlar ve olay örgüsü neredeyse bir puzzle halini alıyor. Ama bu sayede, o uzun sürelerine rağmen filmlerin sonuna kadar merak duygusu canlılığını koruyor. Senaryolar oldukça sağlam. Hiçbir hikayenin eksik ya da fazla bir tarafı yok. Diğer taraftan da ışık, kamera ve müzik tercihleri olgun bir artistik kaygının izlerini taşıyor.


Ben "İnsan gözenekli bir bedenin içinde gezinen karanlık sulardan, tekinsiz seslerden, yankılardan ibarettir ve cevherini göstermekte aceleci olmayan hayat, tortusunu bırakmayı ise asla ihmal etmez."[1]diyen biriyim. Iñárritu filmlerinde tam da bahsettiğim hayatı izliyorum. Meksikalı yönetmenin sinemasına beni çeken şeyin ne olduğu çok açık: Hayatın kusursuz kusurluluğu...

[1] Otobüs Notları, Özgür Ceren Can,

KONUK YAZAR: Özgür Ceren Can

3 serzeniş:

mustafa dedi ki...

hayraniyim

wimparella dedi ki...

film var film var dedirten filmler yapıyor.

Deli Anne dedi ki...

3 Alejandro'nun da hayranıyım vesselam.